21 Eylül 2013 Cumartesi

SON OKUNAN KİTAPLAR BAŞKA DİYARLAR...

Uzun zamandır bu kadar yoğun kitap okumuyordum.
İçimden gelmiyordu.
Şuan ise okumam gereken ne kadar kitap olduğunu düşünüyorum.
Kim bilir keşfedilmeyi bekleyen kaç yazar ve dünya var daha!
Son günlerde severek okuduğum kitaplardan ilki 'Çilek Kızlar'.
İki gün sürmedi bitmesi.
Komşu iki ailede yetişen birbirinden çok farklı iki kızı anlatıyor.


Bu kitabın ardından yıllardır okunması tavsiye edilen ama bir türlü başlayamadığım
Don Kişot'u okumaya karar verdim.
O da hızlıca gitti diyebilirim fakat orjinalinden daha kısa bir versiyonu olmasından
dolayı çok içine almadı beni. Deli bu adam dedim, napıyoki şimdi...
:)
Üstünde sanırım biraz daha düşüneceğim.


Ve en son okunan da Sunay Akın'dan.
Tuncay Terzihanesi!
Kesinlikle kendim de dikiş diktiğim için kitabın adı dikkatimi çekti.
Daha öncede Sunay Akın okuyan ve beğenen biri olarak bunu da bir göz atmalıyım dedim.
Sunay Akın'ın kesinlikle çok okuyan, hassas, dikkatli ve bildiklerini çok da iyi sunan biri olarak görüyorum.
Oyuncak müzesini ziyaret eden biri olarak tabi ki müzeye gidip bir görmeli diyorum.
Yeni kitaplar beni bekler fazla gevezelik etmeyeyim;)


Yeni bitirdiğim bir kitabı buraya eklemeden edemedim.
'Kızılderili ve Çingene'
Hızla içine çeken ilginç hikayesiyle bitirmek çok kolay oldu.
Eminim okurken sizde meraklanacak ve elinizden bırakamayacaksınız.
Fırtınayla gelen bir adamın hikayesi...
Ben çok beğendim kitabı, yazarın diğer kitapları nasıl acaba diye düşündürdü.



EYMİR'DE BİR CUMARTESİ


Ankara'nın nadir nefes alınacak yerlerinden biri olan Eymir...
Bende çok severim Eymir'i.
Arada yürüyüş yapmak, suya bakmak, nefes almak istediğimde aklıma gelir ve giderim.
Bugün de anneme ve arkadaşına katıldım üçümüz gittik.
Çok güzel bir gün geçirdik.
Artık hiç araba almıyorlar içeri.
Arabayı dışarı bırakıp içeri ring yapan servislerle, yürüyerek yada bisiklet kiralayıp girebilirsiniz.
Bugün şansımıza hava çok güzeldi.
Gölün yarısını yürüdük.
Bisiklet kiraladık, annemle arkadaşı bisiklete binme denemeleri yaptı. Yolun geri kalanında ben sürdüm.
İlk mola yerimizde bu güzel karabatakları fotoğrafladım..



Yolun ortalarında bu çılgın motocross grubuna rastladık. 
Çok dik bir yamacı çıkmaya çalışıyorlardı.
Baya da başarılıydılar.



Ve son mola yerimiz delta bisiklet.
Yani bisikleti kiraladığımız yer.
Çok yeni bir mekan henüz 2 aydır hizmet veriyormuş.
Kahvemizi, çayımızı içtik yanında dalından elma ikram ettiler.
Biz çok beğendik hem bahçesini hem servisini.
Kesinlikle daha uzun oturmak için gelmeliyiz dedik ve Eymir'e veda ettik.
Umarım havalar bir kaç hafta daha böyle gider...

11 Eylül 2013 Çarşamba

ROMANTİK CAMEO PORTRELER

Cameo bir kolye yapmaya karar verdiğimde ilk aklıma gelen anlamı ve bu adın nerden geldiğiydi.
Kısa bir incelemeden sonra şunları buldum:
' Günümüzde en popüler Cameolar deniz kabuklarından oyulmakta. Bu geleneğin ortaya çıktığı 15. yada 16. yüzyıllar Kraliçe Viktorya İngilteresine denk gelmekte. O günden bugüne de genellikle kadın portreleri büyük bir özen ve ustalıkla oyulmakta.

Fakat Cameo'nun kadınların süs eşyası olmadan öncesine, daha da eskiye gidersek
sıklıkla erkeklerin kullandığı bir eşya olarak görebiliriz. Kökenine gidecek olursak Hristiyan Aleksandra'nın doğumundan 300 yıl önceye varılabilir. Bazı mağaralarda taşlara kazınmış M.Ö 15000 yıla ait olduğu düşünülen benzer figürler görülmüştür.

Cameo portrelerini çok çeşitli şekillerde görebiliriz;
Erken Yunan ve Roma döneminde tanrısal ve mitolojik figür olarak,
18. yüzyılda erkeklerin prestij ve kültür sembolü olarak,
Helenistik dönemde genç ve güzel kadınların süs eşyası olarak,
ve daha niceleri..'

Ben de çok kibar ve nostaljik buluyorum Cameo portreleri.
Birkaç tane kolye yaptım kullanıyorum.
İşte benim güzel Cameo kadınlarım...





10 Eylül 2013 Salı

ÇİLEKLİ KAHVEM


Kendi kendime bir karışım yaptım sizlede paylaşmak istedim.

*bir çay kaşığı menengiç kahvesi
* üç çay kaşığı çilekli nesquik
* tat versin diye bir parmak süt



<3