31 Aralık 2012 Pazartesi

PEMBE

 2012 nin son saatlerini yaşarken anneciğimin örmeyi yeni bitirdiği kazağımı bloğuma koymadan olmazdı. Yine aynı ip Nako Venüs ama farklı bir renk ve küçük bir detayla karşınızda.
Yumuşacık pembe kazağım dolabımda yerini aldı.
 

 
Akşam canım halam, canım teyzem, kuzenlerim, ananem, babannem hep beraberiz ve sıcak bir aile ortamı olcak eski yılı bitirip yeni yıla ilk adımları atarken:)
Herkese dileklerinin gerçekleşeceği sağlıklı mutlu ve huzurlu diğerlerinden kat kat iyi bir yıl diliyorum. Bol hediyeli bir yıl olsun * . * . * . * . *.  *. * . * . * . *. * .* . * . *. * . *. * .

20 Aralık 2012 Perşembe

YILBAŞI YAKLAŞIYOOORRRRR

İşte benim çam ağacım. Her sene olduğu gibi yine Aralık ayı geldi ve ben ağacımı özenle süsledim püsledim salona koydum. Altında bir iki hediye ve çoğalması dileğiyle...
Noel ruhunu seviyorum. Yeni yılın gelişini kutlamak beni mutlu ediyor.
Yeni bir yıl, yeni dilekler..
 
 
Ve etrafta gördüğüm birkaç çam ağacı ve süs..
Yenileri eklenicek fotoğrafladığımda.



 




19 Aralık 2012 Çarşamba

GEYİKLİ TRİKO ELBİSE

 
* . * . * . * .  *. * .  * . * . * . * . * . *  . * . * . * . *
Sonundaaa size bu güzel geyikli elbisemi sunuyorum....
Patronla oynadım yine. Üst 4 parça, etek büzgülü ,yaka ayrı dikiliyor derken
düşündüğümden uzun sürdü yordu beni:) Çünkü ben sabırsızım hemen bitmeli ve giymeliyim.
Ama deydi sanırım uğraşıma.
Kumaşı alırken geyikleri çok sevmiştim <3
Buara geyik takıntım varda :)
Kış demek kar tanesi, geyik, kardan adam deseni demek,
Kestane yemek salep içmek demek.
Kışıda sevmek gerek.
* . * . * . * . * . * . * . * . * . * .* . * . * . * . *. *



CAVIER MANİKÜR




 
 
'Bu da nesi?' dediğinizi duyar gibiyim. Miniminnacık boncuklar artık tırnaklarda. Tabi dikkatli kullanılması gereken bir tarz. Özel bir günde yapılabilir ancak.
Yapılışıda yapışkan bir astar üzerine boncukları dökerek gerçekleşiyor.
Çok pratik değil ama güzeller bence:)
Denemeye değer  <3
 
 


14 Aralık 2012 Cuma

MÜCEVHER DESENLER: JEWEL PRINT DRESS

Lüks ve ihtişamı en çok gösteren heralde mücevherlerdir.
Barok desen dedik ama mücevherin kendi okadar kıymetli ki nasıl olursa olsun modasını kaybetmez, kenara atılmaz. Peki ya mücevher desen olarak kullanılırsa?
Bence çok da şık olur.
Yine tek parça olarak kullanılması gereken bir desen.
Belki bir etek yada mini bir elbise, çanta da olabilir ama tek olmalı kalan parçalarsa sade seçilmeli.
Ben de denemeye karar verdim ve ortaya bu etek çıktı.
Belin biraz altından ölçtüm ve kestim. Eteğin ucuna doğru daralttım. Beline de bir lastik işte oldu bir günde.
 


 
 
Mücevherler, değerli taşlar, inciler artık her yerde. Eteğinizde, flarınızda, elbisenizin kolunda...
Kullanmayı deneyin, sevebilirsiniz yada bizim deyimimizle sevilebilitesi var;)
 



 


11 Aralık 2012 Salı

LÜKS İHTİŞAM: BAROK DESEN

Sanat tarihinde, Rönesans ile klasilikçilik arasında kalan dönem Barok olarak adlandırılabilir. Aynı zaman da bir anlatım biçimidir. Kimi eserler 14. ile 18.yy arası bu isimle adlandırılmıştır.
Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi amacını güder.
 Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve edebiyatında da kendini gösterir.Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi, kendi alanında fazla eser verildiğinden dolayı bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1699'da İtalya'da kilise etkisinde doğmuş ve tüm Avrupa'ya yayılmıştır.
 
Barok'un tarihinden günümüze geldiğimizde son dönem de tekrar gündemde olduğunu görebiliyoruz.
Tarzıyle lüks ve ihtişamın sembolü olduğu söylenebilir bu desenin.
 
Tarzınıza uygunsa kullanabilirsiniz, işte birkaç örnek:
 






 Tek parça kullanıldıklarında bence çok şıklar. Fazlası karmaşa yaratıyor.
Yılbaşı gecesi mini bir elbise olarak kullanılabilir;)
 

20 Kasım 2012 Salı

POCAHONTAS'IN GERÇEK KADERİ

 
1995 yılının sonbaharında gösterime giren bir çizgi film gişelerin önünde uzun kuyruklar oluşturur.Pocahontas adlı film beyaz adam ile bir Kızılderili kadın arasındaki aşkı anlatır. Londra'dan emir alan "Suzan Constat" adlı geminin kaptanı John Smith, filmin sonunda Amerika'dan ayrılırken, kıyıda bıraktığı Kızılderili sevgilisi el sallar ardından. İzleyiciler de, Pocahontas ile birlikte gözyaşı dökerek, hüzünlü bir aşk filminin ıslak mendillerini ellerinde tutarak ayrılırlar sinema salonundan.
Çocukların cep harçlıklarını sömürmeye yönelik film gerçek bir aşk hikayesinden alınmıştır.Pocahontas John Smith ile değil, John Rolfe ( bkz. Meydan Larous 13.cild 593.sf : 'İngiliz sömürgeci') ile evlenir. Yani filmde anlatılan aşk hikayesi beyaz adamın sayısız yalanlarından biridir.
Kızılderili prensesi Pocahontas ile evlenmek isteyen John Rolfe, Virginia valisinin kapısını çalar. O tarihte, bir beyazın tanrının parmakla gösterip seçmediği ırktan biriyle evlenebilmesi için valinin onayı gerekiyordu. John Rolfe, yazmış olduğu dilekçede Pocahontas ile evlenmek istemesinin nedenini şöyle açıklar: " Eğitimi kaba, davranışları barbarca, soyu lanetli bı kafir ile tarım işletmesinin yararı, ülkemizin onuru, tanrının yüceltilmesi, kendi kurtuluşum ve dinsiz bir yaratığı gerçek tanrıya ve İsa'nın dinine döndürmek."
Görüldüğü gibi evlilik isteğinin içinde "yaratığa" yani Pocahontas'a karşı bir sevgi yer almaz.Pocahontas, filmin final sahnesinin aksine kocasıyla birliikte İngiltere'ye gider. O, başındaki şapkası, elbisesindeki yüksek dantel yakalarıyla "kalabalıktan" ve "barbarlıktan" kurtarılmış bir İngiliz kadınıdır artık!..
Yirmibir yaşına giremeden, 1617 yılının Mart ayında bir İngiliz hastalığından ölen Pocahontas'ın mezar taşında John Rolfe tarafından değiştirilen yeni adı yazmaktadır:
"Rebeca..."
Sunay Akın'ın Kız Kulesindeki Kızılderili kitabından alıntıdır.
 
Bu blog bir moda bloğu değildir. Benden, fikirlerimden, yaptıklarımdan, gözlemlerinden küçük alıntılardır. O yüzden bu hikayeyi eklemek istedim belki okuyup vay be! diyen olur benim gibi:)

17 Kasım 2012 Cumartesi

AYICIĞIMIN AYICIĞI

Takı yaparken değişik figürleri özellikle de hayvan figürü olanları seviyorum.
Bu ayıcığı görür de orada bırakırmıyım. Şunu şunu o minik yeşil olanı:)
Haki yeşil modası varken modaya başka bir açıdan bakmak lazım.
Kahverengi süet ip ve ayıcığımın yıldızıyla, haki yeşil güzel oldu sanki.
Bende onu ayıma hediye ettim. 
 



KENDİN YAP: BİLEKLİK 2

Süet, deri biraz da metal. Zarif görüntüsü için biraz uğraştım çünkü asansörlü bileklik yapımını bilmiyordum. Şurdan bakabilirsiniz www.honestlywtf.com
Adım adım nasıl yapılacağı çok ayrıntılı yazılmış. 







BİRAZ DA GEYİK YAPALIM

Yılbaşına bir ay kala kışın da etkisiyle  kar tanesi, ala geyik gibi figürlere ilgim artarken nerden bulurum nası kullanırım soruları çıkmaya başladı. Birileri yapsada alsam artık çok klasik geliyor bana. Herşeyi de yaparım diye bir iddiam yok ama eğer istiyorsam denemem gerek.
Geyiklerde kışı hatırlatır bana. Kullanmadığım bir kazağımı sevmek için güzel bir neden olabilir dedim süet kumaşımı kazağımla yanyana koyup renk uyumuna baktım.
İnternetten bulduğum bir geyik silüeti işime yarayabilirdi. Çıktısını alıp kestim.
 
 
 Kumaşımın tersine koyduğumuz kalıbın etrafından sabunla çiziyoruz.
 
 
Ve kesiyoruz tabiki...
 

Geldik makina kısmına. Elde de dikilebilir ama iğne girmeyen bir süet cinsi neden uğraşalım.
Kenarından çok ince dikiyoruz.
 

 
İşte sonuç  <3



2 Kasım 2012 Cuma

PORTRELER

Eski yağlıboya kadın portreleri hep ilgimi çekmiştir. Özellikle Fransız kadınlarının resimleri hep daha farklı gelmiştir gözüme. Belki tarzlarından belki şıklıklarından yada duruşlarından.
Bu portreyi bulduğumda da birşeyler yapmam gerektiğini anladım. Bir şekilde üstümde taşımalıydım:)
Bu 3. el aynası kolyem. Ama bu seferkinde ayna yoktu. Bende bu portreyi silikonla yapıştırdım.
Fransız yada İngiliz hiç farketmez bütün kadınlar güzeldir ve tabiki özeldir.